3 Kasım 2011 Perşembe

25 Haziran 2010 Cuma

KRALİÇE ÖLDÜ, YAŞASIN KRAL...

Rüzgar hırçın.Çok yoğun hissediyorum.Rüzgarın, kendisini böyle hissettirmesi; yaşadığım hissini güçlendiriyor.Bir kasırga gerek sonrasında... - Benim sağanak yağmurum "evet" demişti. "Sonrası da sel!"Sel biraz daha öfkeli. Hatta daha çok.Rüzgarın sel ile bir bağlantısı olsa bile, - daha önce böyle düşünmemiştim-Sel öldürücü. Öldürücü ve basit.Aslında zıt gibiler.Ölümle yaşam arasındaki bağ ve zıtlık gibi mesela... - Kalbin duracak ve ıslah olacaksın!Islah yaşarken nasılda imkansız gibi...Doğal değil.Havadaki bu elektrik beni sakinleştiriyor.İnsanın "kendisiyle" konuşması güzel.Kuyuda işler yoluna giriyor.Arada bir yine yolundan çıkacak biliyorum.Burada; kendine doğru yapılan yolculukda, her adımda, herşey daha basit ve aydınlık. - Düşlerimizle gerçeğin birleştiği bir yol yapsak mesela.Yaşamdaki sessizliğimizin tersine vicdanımızla daha fazla söyleşsek.Vicdanımız; ruhumuzun hazinesi.Sesi güzel, soluğu taze ve konuşkan.İçimizde ve çok keskin. - Farkında olmayanlar için -Hiç durmaz o.Rotası bellidir.Sürekli yol alır.VAR'dır.Beynimizin, kalbimizin, gövdemizin içindedir.Gözlerimizden her halimize yansır.HER HALİMİZE.O konuşurken dinlemek gerek.Birgün....Bildiğimiz hiçbirşey avutmaz bizi.Bildiklerimiz sonuca engel olamaz.O arada vicdanımız; bütün yargıların, bilgilerin, deneyimlerin ötesinde yol almaktadır...

29 Nisan 2010 Perşembe

EKS...

Serra'ya...
ayazdı, buz kesmişti soluğumuz. dünden önce, dün ve şimdi karışmıştı beykoz'un terkedilmişliğinde. büyük bir fırtına koptu. uzun zamandır böylesini görmemiştim. tanımlanmış öfke sözlerinin hiçbiri karşılamıyor. bulamıyorum... öyle, olduğun yere mezarın açılıverir gibi sağdan soldan dev çivilerle sarmalar toprak bedenini, ruhun alev topu gibi ağzının içinden firar eder... (Ekim 2009' du İstanbul'un soğuğu O'nun kalbini sağır etmişti)

22 ocak, "seviyle terk edeceğim, canını yakacağım, kararlıyım, başka bir aşk cümlesi kurarak, tüm heybetini yerle bir ederek..." bunu kimse bilemez.
sonra 23 ocak olacaktı. oldu. önceden bildiğim bir sızı mı diye düşündüm. sızı üzerine düşünülür mü... sızı benim elbisem oldu, önceleri yabancılık çektiğim...
alıştık birbirimize. karıştık.
23 ocak ardından benzer ziyaretlerle tekrar tekrar, artık elbiseyi yırtarak, hoyrat... etkisi azaldıkça
ruh bağı kesildikçe...
çabasız
durgun
herşey ve hiçbir şey...

bir karar verildi.
her şey hazırdı.
( bir tane insanın olur hep, kendini iyinin kötünün ötesinde, ihtiyaçtan arınmış ortaya serebileceğin bir insanın... olur ya hep böyle sular seller gibi...)
bir insanın olur hep,
"karar verdim" dersin
"eyvallah" der.
23 Nisan olacaktı.
23 Nisan oldu. 22 Nisan gecesi düğmeye bastığında, her şey istediğin gibi oluyorken, yüzünde asılı kalan tebessümün bir bedeli (mi?) kapılar kırılır, serum şişeleri, ağırlaşmış, külçe bedeninden yayılan yenilmişlik duygusu, annenin sırılsıklam gözleriyle karşılaştığın an'da zifirzehir bir karanlığın içine doğru hızla çekilirken...
sorular
sorular
sorular
uğultu
heryerine yayılan acı
zorla açtığın şişmiş gözkapaklarından içine içine batan ışık
bu bir karardı diye mırıldanarak sözsüz...

hep bir insanın vardır ya, dayanamadı, oysa bu bir karardı...
şimdi bu bir İHANET! (ihanet ettin bana, annemin sırılsıklam gözleriyle karşılaştığımda anladım...)

18 Mart 2010 Perşembe

Kendiliğindenlik

"Bir konuda karar vermek durumunda kalan bir adam geceyi tek başına bir ateş başında geçiriyor. sabah olduğunda ona kararını soranlara şu yanıtı veriyor:Bir ırmağa düştüğünde yapabileceğin üç şey vardır:-Bir işe yaramayacağını bile bile akıntıya karşı yüzebilirsin. Hem gideceğin yere gidemezsin hem de gücünü aptalca tüketip ölebilirsin.-Kendini akıntıya bırakırsın, ırmak seni kendi istediği yere götürür.-Hem kendini akıntıya bırakırsın, hem de akıntıyla beraber yüzersin. Böylece ırmağın aktığı yönde senin seçtiğin bir yere gidersin."

http://www.sessizbilgi.com/

3 Şubat 2010 Çarşamba

Şems'den

"Akıl, kişilerin bağıdır, aşk bu bağları çözer
Akıl der ki, taşkınlık etme!
Aşk da teklifsiz davran, der"

31 Ocak 2010 Pazar

Sevgilim...

"...dinim aşktır benim, senin yüzünü gördüm göreli,
benim dinim senin yüzünde övünür, ey sevgili!
Bunu unutma, hatırla ama..."
mevlana

24 Ocak 2010 Pazar